bauhaus akımı

Bauhaus Akımı: Tasarım İlkeleri, Fikirler ve İlham

Bauhaus akımı bir devrimdi. Modernist kültürden doğan hareketin etkileri bugün çağdaş tasarımda hala hissediliyor. Bauhaus, adıyla ünlü Alman sanat okulundan doğan ve Alman modernizminin ayrılmaz bir parçası olup, sanat, tasarım ve mimari olarak dünyayı etkilemiş bir harekettir. Bu yazıda, Bauhaus’un tarihine kısaca göz atacağız ve modern grafik tasarımı etkileyen felsefe ve tasarım ilkelerini keşfedeceğiz. Son olarak kendi tasarımlarınıza yeni bir yaklaşıma ilham verebilecek Bauhaus akımından ilham alacağız.

Bauhaus Nedir?

Staatliches Bauhaus, Alman mimar Walter Gropius tarafından 1919’da Almanya’nın Weimar kentinde kurulan bir Alman sanat ve tasarım okuludur. Okulun tasarım felsefesi üzerinde önemli bir etkisi oldu ve birçok sanat, tasarım ve zanaat disiplinini etkiledi.

Gropius’un kendisi bir mimardı (“Bau” Almanca’da “inşa” veya “mimari” anlamına gelir). Mimarlık okulu, tasarım okulunun müfredatının merkezinde yer aldı. Biçim, yapı ve işlevsellik ile ilgili bir stil yaratarak tasarıma yaklaşımını etkiledi.

Okulun kendisi, tasarım tarihini değiştirecek bütün bir hareketi ateşleyen bir etkiye sahipti. Modern mobilya tasarımcıları, grafik tasarımcılar, mimarlar ve ressamlar hala sıklıkla Bauhaus’ta geliştirilen ilkelerle çalışmaktadır.

Bauhaus akımı, Gropius’un tüm sanat ve zanaatları tek bir çatı altında bir araya getirme vizyonu sayesinde pek çok disiplini etkiledi. Akım; sanat formlarını birleştirme ve “kapsamlı bir sanat eseri” anlamına gelen bir Gesamtkunstwerk yaratma niyeti üzerine kurulmuştur.

Bauhaus Tasarım Okulu, tasarım temelleri, renk teorisi, güzel sanatlar ve elbette ünlü mimarlık programlarını öğreten bir okuldu. Resimden dokumaya, iç tasarımdan endüstriyel tasarıma ve daha fazlasına kadar geniş bir yelpazede atölyeler bulunuyordu. Okul birçok ünlü mobilya tasarımcısı, mimar, grafik tasarımcı ve sanatçı yetiştirdi.

Gropius, güzel sanatlar, mimari, grafik tasarım ve iç tasarımı tek bir harekette bir araya getirmek istedi.

Bauhaus bugün halen, güzelliği gündelik nesnelere ve ötesine taşıyabilecek modern bir sanat formu yaratmak için işlevsel tasarımla estetik zevki birleştiren tüm zamanların en etkili tasarım hareketlerinden biri olmaya devam ediyor.

Grafik tasarım için devrim niteliğinde bir zamandı. Tipografi, düzenler ve şekil ve renk kullanımı, 21. yüzyıla kadar grafik tasarım üzerinde önemli bir etkisi olacak şekilde yeniden tasavvur ediliyordu.

Bauhaus Akımının Kısa Tarihi

Bauhaus okulu sadece 14 yıllık bir ömre sahipti, ancak tasarımda yarattığı etki ve bıraktığı mirası sonsuzdur. Modern mimariden grafik tasarıma, Bauhaus akımının geniş kapsamlı etkisinin zengin ve karmaşık bir tarihi vardır. Tam ayrıntıya giremeyecek kadar fazladır. Ancak aşağıda kısa bir zaman çizelgesi ie bu durumu netleştirmeye çalışalım.

Önemli Olayların Zaman Çizelgesi

1919– Staatliche’nin Bauhaus tasarım okulu Walter Gropius tarafından Almanya, Weimar’da kuruldu. Okul, Gropius’un liderliğinde geliştirildi.

1925– Sanat okulu Almanya’nın Dessau kentine taşınır. Gropius, binayı yeni Bauhaus Dessau için tasarladı ve sanat okulunun tasarımında ve inşasında bizzat bulundu.

1928– Gropius Bauhaus’tan ayrılırken İsviçreli mimar Hannes Meyer okulun müdürü olur.

1930Ludwig Mies van der Rohe okulun müdürü olur.

1932– Okul Berlin’e taşınır.

1933– Bauhaus okulu Nazi baskısı nedeniyle kapanır. Ancak fikirleri yöneticiler ve sanatçılar tarafından yayılmaya devam eder.

Akımın Ustaları: İz Bırakan İnsanlar

Gropius, bir mükemmellik standardı oluşturmak ve mümkün olan en iyi tasarım eğitimini sunmak için okulda öğretilecek ve yetiştirilecek en iyi sanatçıları ve zanaatkarları bir araya getirmeyi amaçladı.

Walter Gropius – Bauhaus’u kuran Alman mimar.

Ludwig Mies Van Der Rohe– Mimari tarza minimalist yaklaşımıyla modernist mimaride büyük bir etki yaratan Alman doğumlu Amerikalı mimar. Bir mimarın yanı sıra bir mobilya tasarımcısıydı ve ünlü Barselona sandalyesi ile tanınır. “az ama öz (less is more)” ve “Tanrı ayrıntıda gizlidir” aforizmalarıyla da tanınır. Mies Van Der Rohe, Berlin Bauhaus’un son müdürüydü.

Wassily Kandinsky– Bauhaus’ta form psikolojisini öğreten ünlü soyut ressam. Dikkatle düşünülmüş bir sinerji içinde birlikte çalışan çeşitli şekil ve renklerden oluşan canlı, etkileyici resimler yaratan soyut sanatın öncülerinden biriydi.

Paul Klee– Wassily Kandinsky ile birlikte bir resim atölyesi yöneten İsviçre doğumlu Alman sanatçı.

Josef Albers– Alman sanatçı ve Bauhaus’un ünlü hocalarından. Renk psikolojisi ve kompozisyon ile ilgilendi. Cam ve mobilya tasarımı üzerine etkili atölye çalışmaları yaptı.

Anni Albers- Tarzını Bauhaus ve Black Mountain College’da geliştiren usta bir dokumacı.

Gunta Stölzl– Bir dokuma ustası ve Bauhaus Dessau’daki dokuma atölyesinin yöneticisi.

Herbert Bayer- Bauhaus okulunun ilk tipografi tasarımcısı, “Universal Typeface”in yaratıcısıdır.

Johannes Itten- Walter Gropius, Gerhard Marcks ve Lyonel Feininger ile birlikte Weimar Bauhaus’taki çekirdek kadronun bir parçasıdır. Johannes Itten, yaratıcı sürece yardımcı olmak için nefes ve meditasyon öğreten bir mistik olduğu kadar ressam, tasarımcı ve teorisyendi.

Marianne Brandt- Bauhaus’taki metal atölyesinde eğitim almış bir Alman ressam, fotoğrafçı, heykeltıraş ve metal ustası. Dessau’daki Bauhaus için aydınlatma armatürleri ve çaydanlık tasarladı. Çaydanlık akımdan ortaya çıkan ünlü bir tasarım ögesidir.

Lyonel Feininger – Dışavurumcu ressam ve Weimar’daki Bauhaus’un iyi hocalarından biridir. Bu Alman-Amerikalı ressamın ünlü gravürÜ “katedral”, Bauhaus Manifestosu’nun kapağındaydı.

László Moholy-Nagy– Macar Tasarımcı ve International Revue dergisinde fotoğraf editörü. Bauhaus’ta temel kurs verdi ve Paul Klee’den boşalan metal atölyesinin başına geçti.

Oskar Schlemmer– Alman ressam, heykeltıraş ve tiyatro atölyesi başkanı, Schlemmer’in yaratıcı süreçle ilgili felsefeleri, öğrencileri yenilik, özgünlük ve yaratıcı üretkenliğe yönlendirmede kilit rol oynadı.

Lilly Reich– Mies Van Der Rohe’nin yakın çalışma arkadaşı Lilly Reich, Bauhaus’ta iç tasarım ve mobilya tasarımı öğreten multi disipliner bir tasarımcıydı.

Bauhaus Akımı ve Grafik Tasarım

Bauhaus akımı ve modernist tarzı, grafik tasarımı önemli ölçüde etkiledi. Ayrıca zamanın deneysel ve ideolojik değişimleri bugüne kadar yapılan tüm tasarımları etkiledi. Bauhaus sanatçılarının etkili olduğu dört temel grafik tasarım alanı vardır.

Tipografi

Bu, tipografiyi yeniden hayal etme ya da inşa etme dönemiydi. Yazı tipleri, pratik ve güzel görsel iletişimin önemli bir parçası olarak ciddiye alındı. O dönemden itibaren ortaya çıkan afiş ve broşür tasarımında, akıma hakim olan işlevsellik ilkesiyle uyumlu tipografi vurgusu yapıldı. Herbert Bayer’in ünlü Universal yazı tipi, yazı tipine yeni bir yaklaşım getirdi. Evrensel tip olarak adlandırıldı çünkü Gropius, Bayer’i, basitlik ve işlevsellik dürtüsünü vurgulayarak tüm iletişim için kullanılabilecek bir yazı tipi oluşturması için görevlendirdi.

Deneysel Düzen

Yenilik ve deney ruhuyla, yerleşim düzenine yeni bir yaklaşım getirildi. Tasarımcılar, nesneleri yeni şekillerde yerleştirmekle, açılar ve beyaz boşluklarla denemeler yapmakla ve tasarım düzeninin kahramanı olarak tipografiyi kullanmakla oynadılar.

Bu süre zarfında yerleşime yeni yaklaşım, gelecek on yıllar boyunca grafik tasarımın geleceğini etkileyecek yenilenmiş bir özgürlük duygusu yarattı. Düzen denemelerinden gelen bir yeniliğin ünlü bir örneği, tasarımcı Laszlo Moholy-Nagy’nin tipografi ve fotoğrafçılığı birleştiren ve her birinin algılanma ve ifade edilme biçimine yeni bir yaklaşım oluşturan “Typophoto” dur.

Geometrik Şekiller

Basit geometrik şekillerin kullanımı, Bauhaus tasarım felsefesinin temellerindendi. İşlevsellik ve sadelik temalarına katkıda bulunmuştur. Teknoloji ve mekanizasyon akımın önemli parçaları olduğundan, klasik geometrik şekiller, çağa yayılan teknolojik düşünceyi görsel olarak zenginleştiriyordu.

Kareler, daireler, üçgenler, düz açılar ve kalın çizgiler, bu dönemin sanat ve tasarımının belirleyicileridir. Ayrıca günümüzün grafik tasarım felsefesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Rus ressam Wassily Kandinsky, özellikle şekiller ve renkler arasındaki bağlantıyla ilgilendi. Bu bağlantıları yaratma konusundaki deneyleri, tasarımcılara görsel iletişimde ne kadar çok anlam katmanı olduğunu ve bir mesajı veya duyguyu iletmek için şekil ve renk arasındaki ilişkiyi ne kadar bilinçli seçilebileceğini gösterdi.

Ana Renkler ve Renk Teorisi

Bauhaus akımı dönemine ait tasarımda; kırmızı, sarı, mavi, siyah ve beyaz hakimiyeti bulunmaktadır. Bu da canlı renkler ve kontrast oluşturan cesur renkler aracılığıyla çok fazla estetik değer yaratırken, aynı zamanda sadeliğin temeline geri bir dönüş yapıyor.

Gropius söylediği bir söz de “Renkli benim en sevdiğim renktir” demişti ve hareketten çıkan birçok tasarım gerçekten de çarpıcı biçimde renkliydi.

Bauhaus akımı, Bauhaus dönemine ait eserler sadece ana renklerle sınırlı kalmayıp, özellikle afiş çalışmalarında baskın renklerin kullanımı da göze çarpıyordu. Bauhaus’taki müfredatın önemli bir parçası, İsviçreli ressam Johannes Itten’in yedi farklı renk kontrastı yöntemini öğreten ve renk kullanımını derinlemesine analiz eden renk teorisi dersiydi. Renklerden “sıcak” veya “soğuk” olarak bahseden ilk kişi Itten’di. Ayrıca belirli renkleri müzik tonlarıyla ilişkilendirirdi.

Bauhaus Felsefesi ve Tasarım İlkeleri

Sanat, endüstri, teknoloji ve estetiğin çarpıştığı yerde, Bauhaus akımı, işlevsellik ve estetiği birleştirme arzusundan doğdu. Bu sadece bir tasarım hareketi değil, aynı zamanda kültürel bir hareketti. Fikirler ve teori, hareketin temel parçalarıydı ve bu fikirleri takip eden tasarımların tonunu belirledi.

Yaratıcı sürecin kendisinden sanat ve tasarımın Alman modernizminin giderek artan endüstriyel ve “ruhsuz” atmosferine nasıl uyduğunu tanımlamaya kadar, Bauhaus felsefesi ve tasarım ilkeleri birçok yönden hâlâ uygulanabilir bir konumdadır.

Yapı ve Kesinlik

Bu tasarım akımını tanımlayan belirli bir yapı duygusu vardır. Okulun müfredat yapısından şekillere ve çizgilere kadar, harekete öncülük eden tüm ilke ve fikirlerde kesinlik ve organizasyon hayati önem taşıyordu.

Sadelik

Muhtemelen “az ama öz” sözünü duymuşsunuzdur. Bu söz, Berlin Bauhaus’un son müdürü ve o zamanlar etkili bir öğretmen olan mimar Mies Van Der Rohe’den geliyor. Sadelik ya da diğer bir deyişle basitlik, birçok Bauhaus kreasyonunda önemli bir değerdi. Tipografiden afiş tasarımına ve çok daha fazlasına kadar birçok tasarımcının amacı, çalışmalarının erişilebilir olmasıydı. Sadelik, erişilebilirlik yaratmanın, işlevsel kalmanın ve estetik değere sadık kalmanın en iyi yolu olarak görülüyordu.

Beyaz alanı, basit ama çarpıcı şekilleri ve ana renkleri birleştirerek, Bauhaus tasarımının sadeliğine güzellik inşa edildi ve sadelik sanat ve grafik tasarımda değerli olmaya devam etti. Temel unsurlara odaklanmak görsel güç yaratır. Bu güç, çağın temeli ve ayrıca gereğiydi. Gesamtkunstwerk, birden fazla sanat formunu tek bir yaratımda bir araya getirmeyi ifade eder.

Sanatçı ve Zanaatkar Birleşimi

Gropius’un büyük fikri, “zanaatkarlar” ile sanatçılar arasındaki engeli kaldırmaktı. Niyeti, yaratıcılığı bölünmemiş tek bir şemsiye altında bir araya getirerek “zanaatkarlar loncası” dediği şeyi yaratmaktı. Tekstil, dokuma, metal, tipografi ve marangozluk atölyelerinin tümü okulun çok değerli ve etkili bölümleriydi.

Sanayi ve Teknoloji

Modernizm zamanlarında Bauhaus, toplumu yansıtıyordu. Sanayinin ve “makinenin” yükselişi, kişinin varlığının her yönünü yeniden şekillendirirken, aynı zamanda bu durum dünyanın dönüşme gelişme zamanlarına denk gelmekteydi. Kendilerini hareketin bir parçası olarak adlandıran sanatçılar ve zanaatkarlar; nasıl göründükleri, nasıl çalıştıkları ve hatta bu sanat eserlerini nasıl oluşturdukları da dahil olmak üzere, yaratımlarının tamamında toplumun değişikliklerini yansıttı.

Bu dönemin sanatçıları ekonomik düşünüyor ve kaynakları akıllıca kullanmakla ilgileniyorlardı. Aynı anda hem sorguluyor, hem misilleme yapıyor, hem de seri üretime uyum sağlıyorlardı. Sanayi ve makineleşme, hareketin belirleyicisi olan estetiğe yansımıştır.

Teknolojik yeniliklerin tasarım şeklimize ilham verdiği ve ikisinin birlikte uyum içinde çalıştığı günümüzde tasarımda da aynı şeyin gerçekleştiğini görüyoruz. Bu özellikle UX tasarımında, uygulama tasarımında ve web tasarımında belirgindir. Grafik tasarımcıların teknoloji için daha çok yaratmaları ve üretken olmaları gerekir.

İşlevsellik

“Biçim işlevi takip eder” hareketin önemli bir sloganıydı. Bu aslında; herhangi bir tasarımın işlevselliğinin her şeyden önce olduğu anlamına geliyordu. Bir nesnenin biçimi, esasen amacını veya işlevini desteklemelidir. İşlevselliği iyi gösteren ünlü bir örnek, seri üretim için hafif ve verimli olan Breuer’in konsol sandalyesidir. Sandalyenin tasarımı, sade tasarımında estetik açıdan hoş kalırken, işlevinin ekonomik olmasını da destekleyen bir yapıdadır.

İnovasyon

Bauhaus, yeni çözümler ve yeni düşünme biçimleri yaratmaya yönelik bir akım olarak yola çıktı. Dönemin sanatçıları, zanaatkarları ve tasarımcıları, malzeme kullanmanın yeni yollarına, yeni yaratma yollarına ve grafik tasarım gibi çağdaş sanat biçimlerine yöneldiler. Bauhaus, tasarım çalışmasının kendisiyle olduğu kadar fikirlerle de ilgiliydi. Eğitime, yaşama ve tasarıma yeni bir yaklaşım çağrısında bulunan kültürel bir hareketti. Dünyayı nasıl gördüğümüze ve yorumladığımıza katkıda bulunmak için yeni teknolojilerin kullanımını teşvik ettiler.

İnovasyon, bugün hala tasarım için geçerli olan önemli bir ilkedir. Yaratıcılık ve yenilik el ele gider. Orijinal fikirler ve iyileştirilmiş çözümler geliştireceksek, tasarım sürekli bir yenilik halinde olmalıdır.

Bauhaus Akımından Gelen Grafik Tasarım İlhamı

Orijinal Bauhaus Logosu

Logodaki açısal yaklaşım ve geometri kullanımı Bauhaus stilinin belirleyici unsurlarıdır.

1923 Bauhaus Sergi Afişi

Joost Schmidt’in Weimar’daki 1923 Bauhaus sergisi için hazırladığı bu afiş, geometrik şekillerin yerleşim ve yenilikçi kullanımıyla ilgili deneylerin mükemmel bir örneğidir.

Universal Font

Typophoto ile Yepyeni Bir Deneyim

Moholy-Nagy’nin tipofotoğrafik deneyleri, grafik tasarımla mümkün olan şeyler için yepyeni bir çıta ve dönüm noktası oluşturdu.

Müfredat

Bauhaus akımı Bauhaus müfredatının tasarımı sanat eğitiminde devrim yarattı. Öğrenciler, bir form anlayışıyla başlayarak ve birçok materyal ve disiplinle oynama fırsatına sahip olarak, ilgi ve yeteneklerinin en uygun olduğu yere doğal olarak yönelebildiler.

Bauhaus Sergi Afişi

Aşağıdaki örnek Bauhaus sergisi için Herbert Bayer tarafından yapılan afiş çalışmasıdır, Minimalist ama canlı bir estetik yaratmak için beyaz alan ve ana renklerin bir araya gelmesiyle yapılan deneylere iyi bir örnek.

Wassily Kandinsky Resmi

Sarı-Kırmızı-Mavi, Wassily Kandinsky’nin akımın belirleyicisi olan şekil ve renk deneylerini betimleyen ünlü bir tablosudur.

Oskar Schlemmer Kostüm Tasarımları

Schlemmer’in kostüm tasarımları, şekil ve renkle akımın aynılığını yansıtıyordu. Aktörleri, hareket sırasında sanayi ile kültürel ilgiyi andıran makine benzeri biçimlere dönüştürdüler.

Son Söz

Bauhaus akımı, 20. yüzyılın başında tüm dünyayı etkileyen bir akım olarak bugün halen güncel, yenilikçi ve sürdürülebilir bir tasarım inşası için bizlere en iyi yol göstericilerden birisi olarak durduğu yerde parıldıyor. Bugün dünyanın neresinde olursanız olun ya da dünyaya akıllı telefonlarınızdan bile ulaşır olun Bauhaus akımı, her yerde her an karşınıza çıkabilir!

Tasarımın olduğu her noktada karşınıza çıkacak bir akım olarak, bulduğu ve geliştirdiği fikirlerle bauhaus akımı, kendi sanat ve tasarım felsefesini hali hazırda tüm dünyaya gösteren, yenilik, inovasyon, fikir, renk teorisi ve karşıtlık gibi birçok terimi tasarım dünyasına armağan eden uçsuz bucaksız bir dünya olarak kendini gösteriyor!

Bauhaus Akımı: Tasarım İlkeleri, Fikirler ve İlham” yazısında bir düşünce

  1. Pingback: Dieter Rams: İyi Tasarımın On Kuralı | Zeze Workshop

Yorumlar kapatılmıştır.

Sitemizde, size daha iyi bir gezinme deneyimi sunmak için çerezler kullanıyoruz. Sitemizde gezinerek, çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.